03.01.2020 HUTBE

03.01.2020
كَمَٓا اَرْسَلْنَا ف۪يكُمْ رَسُولًا مِنْكُمْ يَتْلُوا عَلَيْكُمْ اٰيَاتِنَا وَيُزَكّ۪يكُمْ وَيُعَلِّمُكُمُ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَيُعَلِّمُكُمْ مَا لَمْ تَكُونُوا تَعْلَمُونَ (1)
وقال رسول الله
من اطاعنى فقد اطاع الله ومن عصانى فقد عصى الله(2)
RESULULLAH’A iTAAT VE GENÇLİK
Muhterem Müslümanlar! Okuduğum Ayet-i Kerime’de Yüce Allah şöyle buyurmaktadır: “Nitekim aranızdan size bir peygamber gönderdik: O size âyetlerimizi okuyor, sizi arıtıp temizliyor, size kitabı ve hikmeti öğretiyor; yine size daha önce bilmediklerinizi öğretiyor.”
Hz. Muhammed (sav) henüz kendisine peygamberlik verilmeden önce Mekke halkı tarafından sevilen, saygı duyulan ve güvenilen bir şahsiyetti. Hatta bu hasletleri sebebi ile kendisine “Muhammed’ül -Emin” denilmişti.
Ne zaman ki kendisine peygamberlik müjdelendi ve tebliğ etmek ile görevlendirildi işte o zaman; makamlarının, ekonomik güçlerinin, adaletsiz yaşamlarının tehlikeye düşeceğini farkeden müşrikler, O’nu (sav) adeta baş düşmanları olarak görmüşler ve türlü türlü işkencelere maruz bırakmışlardı. Halbuki O “Allah’ın dinine davet” ediyordu. O müşrikleri “sapkınlıklarından kurtarmak ve doğru yola iletmek” için çabalıyordu.
Aziz Müslümanlar! Peygamber (sav) bu mücadelesini sürdürürken ilk destekçileri gençlerden oluşuyordu. Çünkü İslam’ı yaymaya başladığı ilk günlerden itibaren gençlerle devamlı diyalog içerisinde olmuştur. Müslüman olduğu zaman Hz.Ali 10, Abdullah b. Ömer 13, Zeyd b. Harise 15, Abdullah b. Mesud 16, Mus’ab b. Umeyr 19, Hz. Ebu Bekr ise henüz 38 yaşlarındaydı.
İslam’ın yayılmasında bu genç insanların katkısı çok büyük olmuştur. Mekke döneminde bu inançlı, bilgili, samimi ve becerikli gençler Kur’an ayetlerini ezberlediler, anladılar, şahıslarında yaşadılar. Örnek olma, anlatıp yayma faaliyetine Hz. Peygamber’in yanı başında katıldılar. Kimisi zincirlere vuruldu. Kimisine boğucu duman koklatıldı. Sa’d b. Ebi Vakkas ve Ebu Ubeyde b. El-Cerrah’ta olduğu gibi kimi anne ve babalarının, Mus’ab b. Umeyr gibi kimileri de akraba grubunun protesto ve baskılarına maruz kalmışlardı. Fakat hiçbir baskı onları yıldıramadı. Hz. Peygamber’den aldıkları feyizle gönülleri aydınlanıyordu. Çünkü onlar Resulullah’tan şöyle işitmişlerdi. “Bana itaat eden, Allah’a itaat etmiştir. Bana isyan eden, Allah’a isyan etmiştir.”

Aziz Kardeşlerim! Resulullah (sav) Kabe’de işkenceye maruz kaldığında üzerine atlayıp kendini siper eden Hz. Ebu Bekr gibi sadık olabiliyor muyuz? Dinini yaşamakta “Karısını dul, evladını yetim bırakmak isteyen meydana çıksın” diyecek kadar cesur olan Hz. Ömer gibi her işimizde adaletle hükmedebiliyor muyuz? Meleklerin dahi haya ettiği Hz. Osman gibi göz kapaklarımızla edep örtüsüne bürünebiliyor muyuz? Daha çocuk olmasına rağmen Resulullah’ın yatağına yatarak cesaretini gösteren Hz. Ali gibi fedakar olabiliyor muyuz? Evlerimizi, tebliğ için müsait kılıp Erkam’ın evine çevirebiliyor muyuz? Sahi biz hangi fedakarlıkları yapıyoruz?
Muhterem Müslümanlar! Evet bunların hepsi birer genç idi. Her biri adeta İslam’ın sancağını koruyan birer aslan idi ve daha niceleri…
O halde biz, her zaman Kur’an-ı Kerim’i doğru anlamaya ve hayatımıza ondan ilkeler aktarmaya ne kadar muhtaçsak, Hz.Peygamber’i (sav) de her zaman yeniden anlamaya, onun hayatından, kişiliğinden manevi esintiler aktarmaya ve onunla ferahlanmaya da o kadar muhtacız. Eğer biz, Peygamber Efendimizin, sahabenin ve onları takip ederek ahlaki olgunluğa erişmiş örnek şahsiyetlerin üstün bir düzeyde temsil ettiği Kur’an ahlakını yaşar ve davranış boyutu kazandırabilirsek biz de sonraki nesillere bir ışık tutabiliriz.
*(1) Kur’an-ı Kerim Bakara Suresi 151.Ayet
*(2) Müslim, İmare, 3.
* Nesl-i Ati Platformu tarafından hazırlanmıştır.

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir