Yavuz Sultan Selim’i biliriz. 8 yıl 5 ayda devleti büyük bir aksiyon ruhuyla genişleten büyük kahraman… 1514’te Çaldıran’da Safeviler’i yenmiş dönerken Dulkadiroğullar’ını topraklarına katmış İstanbul’a dönmüştü. Sarayda durmayan, sürekli Cihâd eden Yavuz yeni bir sefer hazırlıklarına başlamış ve yola çıkmıştı bile. Hedef yine Safeviler… Ama Memluk hükümdarı Kansu Gavri sıranın kendisine geleceğini düşünüp ordusunu toplar ve Halep’e kadar gelir. Yavuz da o sırada Memluk idaresindeki Malatya Emirinden Fırat’a köprü kurmak için izin istemektedir. Kansu Gavri’nin Malatya Emiri’ne emredip izin vermemesi ile karşı karşıya kalan Yavuz hedefi değiştirir ve Memlukler tarafına yönelir. Konumuz aslında Halifeliktir. Yavuz ile Osmanlı’ya geçti diye bildiğimiz ulvî Halifelik makamı… Ama önce hikaye kısmını geçelim..
Yavuz Mercidabık savaşında Kansu Gavri’nin ordusunu dağıtır. Zira Osmanlı’nın hareketli toplarına bereket… Silah kullanmayı mertlik saymayan Memluk ordusunun da payını verelim ama.. Atıyla Kahire’ye dönerken düşüp ölen Kansu Gavri’nin de Allah taksiratını affetsin. Yeni Hükümdar Tumanbay.. Detaylara girmeden asıl davamıza gelmek için hızlıca geçelim.. Bir süre sonra Sina Çölü.. Allah’ın İzniyle geçilir ve yeni bir savaş, Ridaniye.. Zafer Osmanlı’nın… Kutsal emanetlerin yeni sahibi. Hadimül Harameyn.. Sahibi değil ancak Hizmetçisi olabilirim… Yavuz büyük zafer kazanmış Hilafet ittifak ile Osmanlı’ya geçmiştir…
Yavaştan geçelim Hilafet mevzusuna. Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in mucizevi bir hadisi: Mutlak Hilafet 30 yıl… Seçimle Hazreti Ebubekir;vasiyetle Hazreti Ömer; Şura ile Hazreti Osman sonra Hazreti Ali.. Radıyallahu Anhûm… Söylenilen sözün doğruluğu için 6 ay da Hazreti Hasan Radıyallahu Anh. Sonrasının Saltanat olacağını da öncesinde buyurmuş Allah’ın elçisi… Ayrıca dikkatleri çeken bir husus daha: Halife nasıl seçilecek? Netlik yok. Ümmetin haline göre uygun yolla… Seçim, Vasiyet, Şura.. Değişir. Yeri gelir Emevi, Abbasi, Osmanlı saltanatıyla.. Bazen olur sembolik isimle. Mutlak Halifelik 30 yıl ama.. Mutlak Halifelik şu demek : İdare, Hüküm verme ve İrşad vazifesini Halifelik isminde toplamak ve Halife’nin yapması.. Ama ilk 5 Halife’den sonra Hükümdar ayrı, hüküm veren Kadılar ayrı, İrşad vazifesini görenler ayrılmıştır normal olarak… Halifelik üzerine, Şeriat üzerine maalesef pek bilgi sahibi değilizdir. O sebeple yine bilgi vermekle devam edeceğim. Halifelik 1258’de zalim Hülagü’nun Bağdat’ı işgal etmesiyle Fetret devrine girdi. Yavuz ile Halifelik bir daha canlandı… Şimdi Dikkat buyurun: Yavuz, Osmanlı’da Halifelik unvanını ilk kullanan hükümdar değildir! Çünkü Halifelik o dönemlerde artık İslam’a hizmet yarışına dönüşmüştü. Mesela Fatih İstanbul’u fetheder ve ünlü vasiyetinde kendi adına Halife diye de hitap eder… İslam’a hizmet yarışı dedik ya; Kim devrin Müslüman dünyasına üşüşen akbabaları engelleyip tepeliyorsa Halife denilmese bile Halifedir… Buyurun Baybars… Moğolları durduran ilk Diriliş Eri.. Halife O’DUR… Gerisi sembolik isim. Zaten başka ülkelerde başka Halifeler olabilir. Allah kime ya da kimlere İslam dünyasını korumayı nasip ettiyse artık… Müslümanlar çok, tek Halife olması için ortak bir görüşe sahip olmak gerekiyor ve ancak o zaman Halifelik Makamı birisi tarafından doldurulup görevleri yapılabilir… Ama hak verirsiniz ki Necip Fazıl Kısakürek’in dediği gibi ‘Konserve Kutusu Müslüman’ı’ olunca bazı insanlar; Ben Şeriat,Halifelik veya Çarşaf istemiyorum diye ismi üstünde Müslüman ama içi boş bir konserve kutusuna benzeyebiliyor… Yine Üstad’ın ifadesiyle ‘Güneşi kabul edip ışığını reddetmek.. O kadar saçma…’ Bunun sebebi olarak Cumhuriyet devrinden bu zamana bazı şeyleri sıralayabiliriz : Mesela neredeyse 1 asırdır bazı dalkavuklar ‘Halifelik Birinci Dünya Savaşı’nda işe yaramadı’ diye ciyak ciyak bağırıyor. YALAN..! Halife Hazretleri Cihâd emrini farklı dillere çevirtip milyonlarcasını uçaklarla havadan farklı bölgelere attığında Müslüman dünyasını sömüren açgözlü Batı, savaşta Müslüman askerleri kullanmaya çalışıyordu… Cihâd emriyle birlikte uyanan Kardeşlerimiz ya Osmanlı safına geçmiş, ya kesinlikle savaştan uzak durmuş ya da zorla götürülse bile savaşlarda farklı yerlere ateş ederek Osmanlı’ya ihanet etmemişti… Buyurun: Hindli Müslümanlar.. Osmanlı’ya derinden bağlı.. Hmm bir de ‘Araplar bizi sattı diyen’ gafiller var… Olay daha çok Filistin’de İngilizler’e kaptırdığımız 65 bin asker ve 361 top üzerinden konuşuluyor. Halbuki 65 bin askerin sadece 20 bini Arap idi. Şerif Hüseyin de İngilizlerin oyununa gelip Osmanlı’ya Halifelik,Arap İmparatorluğu için ihanet ettiğinde bula bula 350 adam bulmuştu.. Medine’de Çöl Kaplanı Fahreddin Paşa şehri Şerif Hüseyin’e teslim etmeyince İngilizler uçaklarla beyanname atıp şehri teslim etmezseniz Haremi Şerif’i bombalayacağız demişlerdi.. Bazı subaylar olay üzerine çekirge yiyip şehri terk etmem diyen Fahreddin Paşayı odasında kıskıvrak yakalayıp bu elim hadiseye sebep olmamak için şehirden ayrılmak zorunda kaldılar.. Ne yapsınlar.? Şerif Hüseyin, İngilizler ve 350 çöl bedevisi, eşkıyalar.. Savaştan sonra krallığı bırakıp ‘Biz yine beraber olalım bize Fransızlar’a karşı yardım edin diyen Şerif Hüseyin’in oğlu Faysal’ın Atatürk’e mektubu…’ Atatürk bunu onların halkı istemiştir, diyor konuşmasında… Bu mu İhanet..? Ama nedense Osmanlı ordusuna aşiretiyle birlikte katılıp savaşan Araplar’ı da göremezler, cahiller… Halife böyleydi işte. Müslümanlar’ı kenetleyen.. Doğal karşılanan bir makamdı. Atatürk bu makamı önce tüm konuşmalarında öve öve bitirememiş ama İsmet İnönü denen küfür kuduzu İngizlerle yanında Hahambaşı ile görüşüp dönünce nedense Halifelik bir anda gereği olmayan bir kurum olarak görülüp kaldırılmıştı… (Kanun 431 madde 1)
Halife Ümmetin başıdır. Ümmeti tek vücutta toplayan, Ümmete yol gösteren birleştirici güçtür. Kaldırıldığında bile Çağdaşlaşma kelimesini kullanmayan; sadece -haşa- lüzum yoktur diyen Cumhuriyet yöneticilerinin yanında bugün birtakım yobazlar İslam’ı,Şeriatını ve Halifeliği yüz kızartıcı şeyler görüyor.. Bu kişilere Müsebbib olmamak gerek.! İslam ve Şeriatı başta olmak üzere haykırmak gerek. Emirlerini anlatırken kınanmaktan korkmamak gerek. Halife derken hürmeti gösteren bir tavra girmek gerek. En önemlisi de İslam’ın Hak dini olduğunu bilip tüm dünyaya kafa tutmaya varan bir iman için Sabretmek,pişmek,gayret etmek gerek.. Halifelik, ahh Halifelik…