Bismillahirrahmanirrahim
Hamd, içinde şifa ve rahmet olan Kur-an’ı indiren alemlerin rabbi olan Allah’a olsun.
Salat ve selam en büyük ahlak ile gönderilen ve aleme sabır ve şefkat timsali olan Allah’ın resulü Muhammed Mustafa’nın üzerine olsun.
Ülkemizin ve diğer milletlerin şu zorlu ve meşakkatli günleri, bize bir nebze de olsa İslam’ın doğuşu dönemini hatırlatmıyor mu?
Belki İslam’ın doğuşunda ki dönem, meşakkat ve sıkıntılar bâbından biraz daha farklıydı ama ortak olan bir yön var ki; o da İslam’a yöneliştir.
Birçok gayrimüslim millet, İslam’a girip karanlığın derinliklerinden aydınlığın zirvesi olan İslam’la şereflendiler. Kimileri de İslamin temel şiarlarını kaim ettiler.
Tüm bu hususlara değinmiş iken bizlere İslam’ı ulaştırmak için çalışan ve her şeylerini feda eden Âlemlere rahmet peygamberimiz ve onun yıldızlar kadar parlak ashabını hatırlamamak mümkün değil.
Evet bu hafta İslam’ı bize ulaştıran, bize imânın nurunu ve kudretini öğreten, bize insan olmayı bize kula kulluk değil Allah’a kul olmayı tebliğ eden yüce peygamberimizin kutlu doğum haftası.
Alemlere rahmet, fahr-i kâinat Peygamberimiz, Rebiyülevvel ayının 12. gecesi 20 Nisan 571 Pazartesi günü Mekke’de dünyaya gelerek tüm alemi şereflendirdi .
Allah (c.c) sıratı müstakimden sapıp dalalete düşen hatta insanlık mefhumundan çıkan
insanları hak yola davet etmek için, serverî kâinatı son elçi olarak gönderdi.
Allah resulü sapkınlığın, pisliğin ve kendi elleriyle yaptıkları taştan putlara tapmaktan onları alıp İslâm’ın nuruyla aydınlığa ,Allah’a kul olmaya davet etti.
Peygamber aleyhisselâm her yönüyle bizlere örnek olmakta;
Allah’ın kitabını tebliğiyle , Allah’ın rızasına uygun yaşayışıyla ,aile reisliğiyle, ümmetin reisliğiyle, muallimliğiyle ,şefkatiyle merhametiyle……
Evet kıymettar dostlar, böylesine mübarek günlerde Allah resulünü hatırlamakla şerefleneceğiz.
Evvelâ şu suali yanıtlandıktan sonra:
Allah’a kulluk bilinci ve peygamberine lâyık bir ümmet olma çabamız, onların bizlere bıraktığı bu mukaddes dâvâ ve bilincini sadece belirli günlere sığdırmaya ne denir?
Rabbimizin yüce resulü ve onun nâdide ashâbı bizim onları sadece bu günlerde anmamızla mı sevinir,
Yoksa bir ömür Allah’a kulluk bilinci ve peygambere lâyık bir ümmet olma çabamızla mı?
O vakit, bizlere tebliğ edilen kitabı mübîn-i okuyup, anlayıp, yaşamak ve yaşatmaya çalışacağız.
Her an Allah’ın gözetiminde olduğumuzu hatırlayıp, peygamberinin bize tebliğ ettiği sırât-ı müstâkim ipine, Allah’ın ipine sımsıkı sarılmalı ve bu kutlu doğum haftasında peygamberimizi hatırlamakla beraber ona olan tâbiiyetimizi de kutlamalıyız.
Her birimizin bir görevi mesleği var. Kimimiz muallim, kimimiz imam, kimimiz polis, kimimiz tüccar, kimimiz işçi ve kimimizfarklı görevlerde..
Mesleğimiz, mezhebimiz ve rengimiz ne olursa olsun her an onu kendimize örnek almayı, Allah (c.c) şu ayetiyle övmüştür
لَقَدْ كَانَ لَكُمْ فِي رَسُولِ اللهِ أُسْوَةٌ حَسَنَةٌ لِمَنْ كَانَ يَرْجُوا اللهَ وَالْيَوْمَ اْلآخِرَ وَذَكَرَ اللهَ كَثِيرًا
“(Ey mü’minler!) İçinizden Allah’ın lütfuna ve âhiret gününe umut bağlayanlar, Allah’ı çokça ananlar için hiç şüphe yok ki. Rusûlullah’ta güzel bir örnek vardır.” (el-Ahzâb,21)
Bu günlerde dünyaya yayılan virüse karşı da Allah’ın kitabı ve Resûlullah’ı örnek almalı ve şu ayetleri hatırlamak gerekir.
وَلَنَبْلُوَنَّكُمْ بِشَيْءٍ مِنَ الْخَوْفِ وَالْجُوعِ وَنَقْصٍ مِنَ الْاَمْوَالِ وَالْاَنْفُسِ وَالثَّمَرَاتِۜ وَبَشِّرِ الصَّابِر۪ينَۙ
“Ant olsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksilterek sınayacağız. Sabredenleri müjdele!” (Bakara,155)
Sabredenleri müjdele!
Allah’ın musibetlere karşı bizden istediği sabır; kalple şikayetsiz bir sabır, sabrederken Allah’la olan bağımızı güçlendirmemiz gereken bir sabır.
Peygamber Efendimiz şöyle buyurur: “Allah’u Teâla bir kimseye hayır dilerse, adalet-i ilahiye muktezası ve o kimsenin günahlarını bağışlamak ve derecelerini yükseltmek için onu musibete uğratır.”
Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa, keder, sıkıntı ve gamdan, ayağına batan dikene varıncaya kadar Müslümanın başına gelen her şeyi, Allah, onun hatalarını bağışlamaya vesile kılar.” (Buhârî, Merdâ1, 3; Müslim, Birr 49)
Peygamberimizin karşılaştığı musibetleri af olunma vesilesi olmasıyla sabredenlere bir nimet derecesinde görür.
Musibetlere sabredip Allahtan geldiğine inananlar, musibetleri bir nimet derecesinde görür ama bu nimete ulaşmanın yolunun da sabır olduğunu bilirler.
Peygamberimiz her konuda olduğu gibi başına gelen musibetlere karşı en güzel şekilde Allah’a yönelip, sabrederek yine bizlere örnek olmuştur.
Rabbim bizlere gönderdiği peygamberini sadece bu günlerde değil her zaman hatırlayıp örnek almayı bize nasip eylesin.
Vesselam.